- rengi solmak
- v. fade, pale, blench, weather
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
rengi atmak (veya kaçmak veya uçmak) — 1) solmak Rengi uçmuş kenarları yenmiş ... bir fotoğrafı var. A. Ş. Hisar 2) korku, heyecan vb. sebeplerle benzi sararmak Kadınlar da bu defa Tevfik i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı şeyi ona açtılar, Tevfik in rengi uçtu, dudakları titredi … Çağatay Osmanlı Sözlük
solmak — nsz, ar 1) Rengini yitirmek, rengi uçmak Sen, yüzü beyaz güller gibi solan / Adın ve senin? T. Oflazoğlu 2) Tazeliğini, diriliğini veya parlaklığını yitirmek Kuşlar ağlıyor, çiçekler soluyor, yapraklar dökülüyor, ufuklar kararıyordu. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
sararmak — nsz 1) Sarı olmak, rengi sarıya dönmek Her sabah ağaçların sararan yapraklarıyla pek güzel olan karşıki dağlara bakarak uyanıyorum. M. Ş. Esendal 2) Korku, üzüntü, coşku vb. sebeplerle yüzün rengi solmak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sararıp … Çağatay Osmanlı Sözlük
atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uçmak — 1. nsz, ar 1) Kuş, kanatlı böcek vb. hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak Biraz havalanıp bir başka kayaya kadar uçtu. S. F. Abasıyanık 2) Uçak vb. araçlar özel mekanizma ile yerden yükselmek, havada yol almak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağarmak — nsz 1) Beyazlaşmak Sakalı ağardı fakat gönlü kocamadı. N. Nâzım 2) Rengi solmak 3) Şafak sökmek Bir gün ortalık ağarmadan Kadıköy den vapura bindim. N. Ataç Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluklaşmak — nsz Gerçek rengini yitirmek, rengi solmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kireç gibi olmak (veya ağarmak) — yüzünde renk kalmamak, rengi solmak Genç kadının yüzü kireç gibi ağarmıştı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
renk vermek (veya katmak) — 1) çamaşır rengi solmak 2) neşe, canlılık veya değişiklik kazandırmak O bunu dostuna duyduğu hayranlığa yeni bir renk katmak sevinci ile yapıyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
benzi sararmak — yüzünün rengi solmak O böyle söylerken yanında bulunanların benzi sararırdı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
oñukmak — solmak, rengi atmak, hastalık ve benzerlerinden dolayı buruşmak, tazeliğlni ve parlaklığını kaybetmek I, 175. 216; II I, 394, 395bkz: oñmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini